DA VİNCİ’NİN GİZEMLİ DÜNYASI - Batı’nın Ötekisi - Doğu’nun Oğlu
|
Mona Lisa’nın gülüşüne bir kez daha bakın. Saklı bir hikâye, uzak bir coğrafyanın rüzgârı, ketum bir dehânın izleri… Mona Lisa’nın İslam’a Tebessümü, Leonardo da Vinci’yi yalnızca bir Rönesans ustası olarak değil; kaçış psikolojisi ile farklılıkları birleştirme arzusu arasında köprü kuran bir zihin olarak okuyor. Bu kitap, arşiv notları ve biyografik izlerden başlayıp ikonografik çözümlemelere, oradan da anagram ve sayısal çağrışımlara uzanan çok düzlemde bir yol izliyor. Caterina’nın tartışmalı kökeni, “kayıp yıllar” hipotezleri, Memlûk sarayına uzanan mektuplar, II. Bayezid’e önerilen Haliç köprüsü; İbnü’l-Heysem’in optiği ve Cezerî’nin mekanik tahayyülü… Hepsi, saklananla kurulan, geri çekilirken bağ ören bir karakterin etrafında yeniden düşünülüyor. “İslamano” ve “Âl-i Osman” gibi okuma önerileri ise hüküm değil, yakından bakma daveti olarak yerini alıyor. Yazar, kanıt ile yorum arasına bilinçli bir çizgi çekiyor. Klasik sanat tarihi literatürünü eleştirmek için değil, yanına yeni bir bakış koymak için. Ne sansasyonel bir etiket ne de kapalı bir hüküm… Ama dikkatli bir okuma, sabırlı bir karşılaştırma ve Doğu-Batı temasının farklı imkânlarına açılan bir mercek. Sanat tarihi meraklıları, ikonografi ve teolojiyle ilgilenenler, Rönesans ile İslam bilim mirasının kesişimlerine ilgi duyanlar için tartışmaya açılmış bir harita. Tablodaki o meşhur gülüş, bu kez yalnız bir yüz değil; bir strateji, birleştirme emeği ve başka ihtimallerin işareti olabilir. |